|
| Anlatamıyorum (Orhan Veli Kanık) | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Admin Admin
Mesaj Sayısı : 186 Yaş : 36 Nerden : KASTAMONU Kayıt tarihi : 10/08/07
| Konu: Anlatamıyorum (Orhan Veli Kanık) C.tesi Mayıs 03, 2008 3:25 pm | |
| ANLATAMIYORUM
Ağlasam sesimi duyar mısınız, Mısralarımda; Dokunabilir misiniz, Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum; Her şeyi söylemek mümkün; Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; Anlatamıyorum. Orhan Veli KANIK | |
| | | Admin Admin
Mesaj Sayısı : 186 Yaş : 36 Nerden : KASTAMONU Kayıt tarihi : 10/08/07
| Konu: Geri: Anlatamıyorum (Orhan Veli Kanık) C.tesi Mayıs 03, 2008 3:35 pm | |
| ORHAN VELİ KANIK'tan güzel bir aşk şiiri daha:::
AÇSAM RÜZGARA
Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş Mavilerde sefer etmek! Bir sahilden çözülüp gitmek Düşünceler gibi başıboş. Açsam rüzgara yelkenimi; Dolaşsam ben de deniz deniz Ve bir sabah vakti, kimsesiz Bir limanda bulsam kendimi. Bir limanda, büyük ve beyaz... Mercan adalarda bir liman.. Beyaz bulutların ardından Gelse altın ışıklı bir yaz. Doldursa içimi orada Baygın kokusu iğdelerin. Bilmese tadını kederin Bu her alemden uzak ada. Konsa rüya dolu köşkümün Çiçekli dalına serçeler. Renklerle çözülse geceler, Nar bahçelerinde geçse gün. Her gün aheste mavnaların Görsem açıktan geçişini Ve her akşam dizilişini Ufukta mermer adaların. Ne hoş. ey Tanrım, ne hoş, İller, göller, kıtalar aşmak. Ne hoş deniz deniz dolaşmak Düşünceler gibi başıboş. Versem kendimi bütün bütün Bir yelkenli olup engine; Kansam bir an güzelliğine Kuşlar gibi serseri ömrün.
Orhan Veli KANIK | |
| | | Admin Admin
Mesaj Sayısı : 186 Yaş : 36 Nerden : KASTAMONU Kayıt tarihi : 10/08/07
| Konu: Geri: Anlatamıyorum (Orhan Veli Kanık) C.tesi Mayıs 03, 2008 3:52 pm | |
| DÜŞÜNCELERİMİN BAŞUCUNDA
Hasretimin yıllardanberi bel bağladığı.. İşte odur düşüncelerimin başucunda. O, göğsünün taşkın hareketi avucunda, Gözlerinde rüyaların gülüp ağladığı.
Kendi bahçesidir onun içinde gördüğüm. Yollar yine her günkü gibi yaz uykusunda Ve yaban çiçeklerinin buruk kokusunda Her ikindi günlük rüyasını gören mürdüm. Onun da dudaklarında bir eskiye dönüş, O da yüzmede bir ses yığını üzerinde. Bin hatırayı bir anda duyan gözlerinde İnsana ruhlar dolusu haz veren düşünüş.
Sonra kızlık kadar temiz, aydın bir açılma: Evine giden toprak yolda o yine çocuk, Yine uykuyla başlıyan alemde yolculuk Ve taptaze sabahlar kayısı dallarında. Hasretimin yıllardan beri bel bağladığı.. İşte odur düşüncelerimin başucunda. O, göğsünün taşkın hareketi avucunda, Gözlerinde rüyaların gülüp ağladığı.
Orhan Veli KANIK | |
| | | reaslit_bb Katılımcı Üye
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 31 Nerden : istanbul Mesleği : ögrenci Kayıt tarihi : 08/08/08
| Konu: Geri: Anlatamıyorum (Orhan Veli Kanık) Çarş. Ağus. 13, 2008 11:51 am | |
| İstanbul'u Dinliyorum İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı Önce hafiften bir rüzgar esiyor; Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar, ağaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda, Sucuların hiç durmayan çıngırakları İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Kuşlar geçiyor, derken; Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık. Ağlar çekiliyor dalyanlarda; Bir kadının suya değiyor ayakları; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Serin serin Kapalıçarşı Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa Güvercin dolu avlular Çekiç sesleri geliyor doklardan Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Başımda eski alemlerin sarhoşluğu Loş kayıkhanelerıyle bir yalı; Dinmiş lodosların uğultusu içinde İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Bir yosma geciyor kaldırımdan; Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar. Bir şey düşüyor elinden yere; Bir gül olmalı; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Bir kuş çırpınıyor eteklerinde; Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum; Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum; Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından Kalbinin vuruşundan anlıyorum; İstanbul'u dinliyorum. Orhan Veli Kanık |
| |
| | | reaslit_bb Katılımcı Üye
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 31 Nerden : istanbul Mesleği : ögrenci Kayıt tarihi : 08/08/08
| Konu: Geri: Anlatamıyorum (Orhan Veli Kanık) Çarş. Ağus. 13, 2008 12:18 pm | |
| Orhan Veli Kanık: Sözleri Sözlere Benzemez İstanbul Postası’nda yeni bir seriye başlıyoruz. Türk edebiyatında önemli yeri olan şair ve yazarların hayat hikayeleri ve eserleriyle ilgili yazılar bundan sonra “Edebiyat” bölümümüzde yer alacak. Müzik bölümünde yaptığımız çalışmaya benzer bir arşiv oluşturmak istiyoruz. Serimizin ilk ismi Orhan Veli Kanık. Bir seriye başlarken ilk ismi seçmek her zaman zordur. Herkesin beğendigi sanatçılar vardır ama bir tanesini seçin deseniz, mutlaka bir isim diğerlerinden bir adım önde durur. İşte benim için şiir konusunda bu isim Orhan Veli Kanık. Ben Orhan Veli’yi lise yılarımda keşfettim. Ünlü bir şair olarak adını ve bütün Türkiye’ye mal olmuş bir iki mısrasını bilirdim ama kitaplarını okumamıştım. Müşvik Kenter’in “Ben Orhan Veli” isimli oyununu izlediğimde hem Kenter’in performansını, hem de Orhan Veli’nin şiirlerini ayakta alkışladım. Ardından “bütün şiirleri” kitabını aldım ve satır satır okudum. Bir iki sene içinde okunmaktan kitabın cildi bozuldu ve sayfaları ayrılmaya başladı. Orhan Veli’nin kafiyeli yazılmış şiirleri de güzeldir ama asıl dehası kafiye kullanmadan, sadece kelimeler arasındaki carpıcı ahenk ile yazdığı şiirlerdir. Türk edebiyatında serbest nazım adı altında yeni bir cağın başlamasında önemli etkisi olmuştur. Eğer gençliğinizde içinizdeki gizli şairi hayata geçirmeye çalışıp bir iki satır karaladıysanız, kafiyesiz etkileyici şiir yazmanın ne kadar zor olduğunu biliyorsunuzdur. Bugün son derece sıradan görünen serbest nazım, o günlerde Türk şiiri açısından devrim niteliğinde bir gelişmeydi. Orhan Veli’nin hayat hikayesinde, bir dahinin hayatında olmasını bekleyebileceğiniz bütün olaylar var.Diğer dahiler gibi asıl değeri ölümünden sonra anlaşıldı. Kısa hayatı yokluk içinde geçti. Kendi tabiriyle güzel bir adam değildi ama aşk ve duygu hayatından hiç eksik olmadı ve herşeyden önemlisi belki de trajikomik denilebilecek bir olayla henüz hayatının baharındayken, daha uzun yıllar güzel sözleriyle ve yazıarıyla hem Türkiye’yi, hem de dünyayı etkileyecekken, aramızdan ayrıldı. Orhan Veli’nin 36 yıllık kısacık hayatına sığdırmayı başardığı bütün güzel sözler, Türkçe okuma yazma bilen herkes tarafindan en azından bir kere okunmalı bence! | |
| | | reaslit_bb Katılımcı Üye
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 31 Nerden : istanbul Mesleği : ögrenci Kayıt tarihi : 08/08/08
| Konu: Geri: Anlatamıyorum (Orhan Veli Kanık) Çarş. Ağus. 13, 2008 12:19 pm | |
| ORHAN VELİ'NİN ÜNİVERSİTE EĞİTİMİ YARIM KALDI Orhan Veli Kanık, 13 Nisan 1914 tarihinde İstanbul'da doğdu. Galatasaray'da başladığı öğrenimini, babasının atandığı Ankara'da Gazi İlkokulu ve Ankara Erkek Lisesi'nde sürdürdü. Lise sıralarında Oktay Rifat ve Melih Cevdet'le arkadaş oldu. Liseyi bitirince İstanbul'a dönerek, Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ne girdi (1932), ancak yüksek öğrenimini yarım bıraktı (1935).
1936'da Ankara'ya döndü ve askere gidene kadar PTT Genel Müdürlüğü Telgraf İşleri Reisliği Milletlerarası Nizamlar Bürosunda memurluk yaptı. Askerlik sonrasında iki yıl kadar, Ankara'da, Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu'nda çalıştı. 1947'de, Hasan Âli Yücel'in yerine Reşat Şemsettin Sirer'in bakan olarak atanması üzerine, Milli Eğitim Bakanlığında "antidemokratik bir hava" esmeye başladığını söyleyerek, görevinden istifa etti. 1 Ocak 1949 tarihinden itibaren on beş günde bir yayımlanan Yaprak dergisini çıkarmaya başladı. 15 Haziran 1950'ye kadar yayımlanan bu dergiyi parasal güçlükler nedeniyle yayımlayamaz olunca Ankara'dan ayrılıp, İstanbul'a döndü.
1950 sonbaharında, bir haftalığına geldiği Ankara'da, 10 Kasım 1950 gecesinde, yolda, onarım için kazılmış bir çukura düşerek ayağından yaralandı. İstanbul'a döndükten sonra, bir arkadaşının evindeyken, durumu birdenbire kötüleştiği için kaldırıldığı Cerrahpaşa Hastanesi'nde, 14 Kasım 1950 tarihinde beyin kanamasından öldü, Rumelihisarı Mezarlığı'na gömüldü. | |
| | | reaslit_bb Katılımcı Üye
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 31 Nerden : istanbul Mesleği : ögrenci Kayıt tarihi : 08/08/08
| Konu: Geri: Anlatamıyorum (Orhan Veli Kanık) Çarş. Ağus. 13, 2008 12:24 pm | |
| İstanbul'da Boğaziçi'nde Bir Garip Orhan Veli | Silsile
|
Son şiirini bir diş fırçasına sardığı küçücük bir kağıda sığdırdı Orhan Veli, kısacık yaşamına ise yüzlerce şiir. Kısa yaşamının, kısa dizelerinin aksine, kocaman bir şair Orhan Veli. Kimilerine göre ise Türk şiirinin kaderi. Şiir tarihinden sökülüp alınsa Orhan Veli, ortada Türk şiiri diye bir şey kalmaz neredeyse. Binlerce yıllık Türk şiirinin alışagelmiş kalıplarını yıkarak, "Garip" akımını ortaya çıkardı arkadaşlarıyla. Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte uyaksız, ölçüsüz ve şairanelikten uzak bir akım başlattılar. Orhan Veli'nin yaşamını anlatmayayım sizlere. Askerdeyken arkadaşı Muvaffak Sami Onat'a yazdığı, kendi dizelerinden okuyalım; "1914'te doğdum. 1 yaşında kurbağadan korktum. 9 yaşında okumaya, 10 yaşında yazmaya merak sardım. 13'te Oktay Rıfat'ı, 16'da Melih Cevdet'i tanıdım. 17 yaşında bara gittim. 18'de rakıya başladım. 19'dan sonra avarelik devrim başlar. 20 yaşından sonra da para kazanmasını ve sefalet çekmesini öğrendim. 25'te başımdan bir otomobil kazası geçti. Çok aşık oldum. Hiç evlenmedim, şimdi askerim." Çocukluğu da, tahsil hayatı da çeşitli yerlerde geçti Orhan Veli'nin. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nü bitirmeden ayrılarak, Ankara'ya gitti ve PTT Genel Müdürlüğü'nde memuriyet hayatına başladı. Ve bu memuriyet hayatından sıkça bahsetti şiirlerinde; | |
| | | reaslit_bb Katılımcı Üye
Mesaj Sayısı : 115 Yaş : 31 Nerden : istanbul Mesleği : ögrenci Kayıt tarihi : 08/08/08
| Konu: Geri: Anlatamıyorum (Orhan Veli Kanık) Çarş. Ağus. 13, 2008 12:25 pm | |
| "Bir de rakı şişesinde balık olsam" Farklı yönleri de vardır elbet akımın. Kafiyeyi ilkel, edebi sanatları ise gereksiz bulan Orhan Veli ve Garip Akımı, sokaktaki adamın konuşmasını almıştır şiirlerine. Sıradan insanların günlük yaşamlarında yaşadıkları melodramları anlatmıştır; Handan hamamdan geçtik Gün ışığındaki hissemize razıydık Saadetinden geçtik Ümidine razıydık Hiçbirini bulamadık Kendimize hüzünler icadettik Avunamadık Yoksa biz... Biz bu dünyadan değil miydik? Gün gelir rakı satar, gün gelir rakı şişesinde balık olur, gün gelir gökyüzünü boyar Orhan Veli. "Olmaz ki, böyle de yatılmaz ki!", "Yazık oldu Süleyman Efendiye", "Bir de rakı şişesinde balık olsam" gibi dizelerle, tamamen halka hitap eder. Eskiler alıyorum Alıp, yıldız yapıyorum Musiki ruhun gıdasıdır Musikiye bayılıyorum Şiir yazıyorum Şiir yazıp, eskiler alıyorum Eskiler verip, musikiler alıyorum Bir de rakı şişesinde balık olsam... Garip akımı bazılarına göre şiirimize yeni bir soluk ve açılım getirmiş ve şiire olan ilgiyi arttırmış, bazılarına göre ise şiire yıpranmışlığı ve yavanlığı getirmiştir. Garip şiirinin felsefesini anlamayanlar, onu bir akımdan çok moda olarak değerlendiriyor; Ahmet Hamdi Tanpınar ise Orhan Veli'yi yenilikçi olarak değerlendiriyordu. Ancak biraz da popülizmin temsilcisi olarak... Belki de... Çünkü dönem toplumcu şiirin yasaklandığı ve toplumcu şairlerin kovuşturulduğu bir dönemdir. Doğrusunu söylemek gerekirse, Garip akımı, yeni Türk şiirinin başlangıcı sayılır. Şiiri ayağa düşürmekle suçlanan Orhan Veli ise, şiiri geniş kitlelere sevdirmiş, Türk şiirinin gelişim sürecinde önemli bir kilometre taşı olmuştur. Cumhuriyet sonrası Türk şiirinin kurucusu Nazım Hikmet ise, Orhan Veli de şiiri yeni biçimlere sokmuş ve gündelikleştirmiştir. Umut aşılamıştır şiirleriyle yorgun bedenlere, bazen de hüzün; Gün doğmadan, Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola. Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında, İçinde bir iş görmenin saadeti, Gideceksin Gideceksin ırıpların çalkantısında. Balıklar çıkacak yoluna, karşıcı; Sevineceksin. Ağları silkeledikçe Deniz gelecek eline pul pul; Ruhları sustuğu vakit martıların, Kayalıklardaki mezarlıklarında, Birden Bir kıyamet kopacak ufuklarda. Denizkızları mı dersin, kuşlar mı dersin; Bayramlar seyranlar mı dersin, Şenlikler cümbüşler mi? Gelin alayları, teller, duvaklar Donanmalar mı? Heeey Ne duruyorsun be, at kendini denize; Geride bekleyenin varmış, aldırma; Görmüyor musun, her yanda hürriyet; Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol; Git gidebildiğin yere.... | |
| | | | Anlatamıyorum (Orhan Veli Kanık) | |
|
Similar topics | |
|
Similar topics | |
| |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
|
| Sitemizde sevgi isteğe bağlıdır. Ama saygı zorunludur.
Müzik Çalar |
|